Cami Halısı ve Yün Halılar Hakkında Bilgi Bloğu

18 Eylül 2011 Pazar

Hereke Halının Bir Başka Tarihçesi


Sultan Abdülmecid döneminde 1843 yılında İzmit'te Çuha Fabrikasının yapımıyla görevlendirilen Ohannes ve Bogos Dadyan sık sık İzmit'e gidip gelmektedirler. Bu gidiş gelişlerde bir gün Hereke' de verdikleri bir yemek molasında bölgenin doğal güzelliklerinden ve akarsuyundan çok etkilenirler. Hereke'de kendi adlarına bir fabrika kurmaya karar verirler ve Serasker Rıza Paşa'nın da bilgisi dahilinde 1843 yılında 50 pamuklu ve 25 ipekli canfes tezgahından oluşan fabrikayı kurup çalıştırmaya başlarlar.
"Fabrika'nın kurulu şundan iki yıl sonra, Hereke' de kendisinden habersiz bir fabrika kurulduğunu öğrenen ve pek de hoşnut kalmayan Sultan Abdülmecid, İzmit' e düzenlenen bir gezi sırasında Eser-i Cedid vapuruyla Hereke Fabrika-i Hümayunu önlerinden geçerken, Rıza Paşa'ya tesadüfen görmüş gibi davrandığı bu yapının ne olduğunu sormu ş, Rıza Paşa'da, "Sultanım, size bir süprizim vardı. Bu fabrikayı size yerinde göstermek istiyordum. Bu yüzden bugüne kadar sizden saklanmıştır. Bu fabrikayı müteahhitler sizin adınıza kurdu. "diyerek, Önder Küçükerman'ın deyişiyle durumu kurtarmıştır.
Bu geziden hemen sonra, Serasker Rıza Paşa tarafından, Gebze tapusuna Sultan Abdülmecid adına tescil edilen, başka bir deyişle, sahiplerince Sultan adına ferağ olunan fabrika, Hereke Fabrika-i Hümayunu adını da aynı yıl almış olmalıdır.
Bugün, Başbakanlık Arşivi'nde bulunan bir belge, bu ferağ işlemini doğrulamaktadır.
"Sultan Abdülmecid' e devredildikten sonra, batılı anlayışla yapılmış saraylara ipekli canfes, döşemelik ve perdelikler üretmeye başlayan Hereke fabrikasına, 1850 yılında Kemhane bölümü de ilave edilerek büyütülmüştür. "İlk örnekleri Bursa ve Amasya'da görülen ve dolabi, gülistani, gülguni, Bursa kemhası, Eğin kemhası, marahuri gibi isimlerle bilinen Osmanlı kemhaları, Hereke Fabrika-i Hümayunu'nun da daha çok Batı etkisinde, iri dal ve çiçek motifleriyle dokunmuştur. Kemhane' nin kuruluşu sırasında, fabrikaya ayr ıca Fransa'dan yüz ipekli tezgah getirildiği, önceden mevcut olan elli pamuklu tezgahın da İstanbul'a Zeytinburnu'nda bulunan başka bir fabrikaya gönderildiği bilinmektedir."
Kurulduğu ilk günden itibaren sadece sarayların döşenmesi ve saray halkı için üretim yapmış olan Hereke fabrikası Sultan Abdülaziz başa geçtikten sonra, piyasada da satılmak üzere ipekli dokuma üretimine başlamışt ır. Bu ürünlerin halka satışı için Kapalıçarşı'da bir mağaza açılmıştır. Ancak saray halkı tarafından hoş karşılanmayan bu durum itirazların büyümesi sonucu mağaza kapanmıştır. "Sultan Abdülhamid' in otuz üç yıllık saltanatının ilk günleri, bütün imparatorlukta olduğu gibi Hereke Fabrika-i Hümayunu'nda da bir karmaşa dönemi olarak yaşanmıştır. Öyle ki, Sultan Abdülhamid' in cülusundan kısa bir süre sonra fabrikada çıkan yangında Filatör Dairesi'nin kazanı yanmış ve bir yandan Meşrutiyet, bir yandan da Balkan Harbiyle uğraşan imparatorluk, Filatör Dairesi'ni ancak beş yıl sonra onarabilmiştir. 1890 yılındaysa, fabrikanın yanına yüz yataklı bir hastane açılmışt ır."1891 yılında Hereke Fabrikasında yine sarayların tefrişi için halı üretimine başlanmış, bu halılarda da özgün bir Hereke üslubu yaratılıp çok başarılı olunmuştur. Halı üretiminin başladığı yıllardaki fotoğraflardan aynı yıllarda İpek Mendil ve İşleme Dairesi, İpek Fanila ve İç Giysi Dairesi ve İpekli Dokuma Dairesinin çalışır durumda olduğu görülmektedir ve o dönemde imparatorlukta boyahane ve kumaş perdah makineları sadece Hereke Fabrikasında bulunmaktadır. Hereke fabrikasının kurulması ve gelişip ilerlemesi Hereke' ye canlılık kazandırmış ve gelişmesini sağlamıştır; ve beldeye hastane, cami, köşk, halıhane altına rüsumat, Duyunu Umumiye ve telgrafhane inşa edilmiştir. Ancak bu yapılardan en ilgi çekeni Alman İmparatoru II. Wilhelm' in 1894 yılında Sultan Abdülhamid' i ziyaretinden önce inşa edilen Hereke Köşkü olmuştur.
"1898 yılında Haydarpaşa'dan kalkan özel bir trenle Hereke Fabrikası'na gelen ve fabrikaya dünyada eşi olmadığı söylenen ipek zararlılarını içeren zengin bir koleksiyon armağan eden imparatorun bu ziyareti, Türk Ansiklopedisi'nde şöyle anlatılmaktadır://. Wilhelm istasyondan itibaren yerlere serilen halılar üzerinden geçerek köşke gelmiştir. Burada kendisine, imparatoriçeye ve maiyetine nadide ipekli kumaşlar, halılar hediye edilmiştir. împaratoriçe halı dokuyan Münevver, Binnaz ve Emine adlı üç kız çocuğuna birer altın iğne hediye etmiştir. İmparatorun bu seyahatine Müşir Şakir Paşa, Hariciye Nazırı Tevfik Paşa, Yaver-i Ekrem Müşir
Komhorter Paşa, Berlin Sefiri Tevfik Paşa, yaverlerden Ahmet Ali ve nazır paşalarla tefrişatçı İbrahim Bey katılmıştır
İmparator Wilhelm ve eşinden başka, Bulgaristan Sefiri, Alman Sefiri Baron Marşal, İngiliz Sefiri, İbn Reşit gibi yabancı devlet adamlarını ağırlayan Hereke Köşkü, Olasılıkla Yıldız Sarayı marangoz atölyesinde yapılmış ve Hereke' deki yerinde bir günde kurulmuştur."
Mimarının kesin olarak bilinmemekle Sarkis Balyan olduğu tahmin edilen köşk saraylarda kullanılan mobilyalar kullanılarak tamamıyla Hereke ipekli döşemelikleri, perdelikleri ve halılarıyla döşenmiştir. Köşkün yapıldığı yıl olan 1890 yılında Hereke fabrikasında yeniden bir dışa açılma oluşumu, halk tarafından görülüp çok beğenilen ipekli dokuma, halı ve battaniyelerinin satışı için İstanbul'da Zaptiye caddesinde bir satış mağazası açılır. Cumhuriyetin ilanıyla Sanayi ve Maddin Bankasına bağlı olarak uzun yıllar faaliyet gösterdiği bilinse de hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Hereke Fabrikası'nın kuruluşundan 59 yıl sonra 20. yy.' ın ikincici çeyreği olan 1902 yılı Hereke Fabrikası'nın yeni üretim alanlarına yöneldiği bir dönem olmuştur. Hazine-i Hassa Nazırı Sakız Ohannes Efendi tarafından çuha, şayak ve iplik bölümünü 1905 yılında fes dairesi takip etmiştir. Ayr ıca aynı dönemde çuha üretimi için özel bir daire daha açılmışt ır ve bu üretim için Avrupa'ya makine siparişi verildiği bilinmektedir.
"Kurulduğu 1843 yılında beri, Osmanlı dokuma sanayinin en önemli kurumu olarak faaliyet gösteren ve ürünleriyle imparatorluk yaşantısının son yüzyılını belirleyen Hereke Fabrika-i Hümayunu, özellikle kurulu şundan kısa bir süre sonra Avrupa'da prestijli bir markaya dönüşmüş ve 1855 Paris Uluslar arası Sergisi'nde kurdela ve şeritler için mansiyon, 1862 Londra II. Uluslar arası Sergisi'nde ipekli dokumalar için madalya, 1892 Viyana, 1894 Lyon, 1910 Brüksel ve 1911 Torino sergilerinde büyük ödüle layık görülmüştür. Fabrikanın kazandığı diğer ödüller şöyledir: 1911 Bursa sergisi Gümüş Madalya, 1911 İzmir Sergisi, Gümüş Madalya, 1923 Bursa Serisi Gümüş Madalya, 1927 İzmir Sergisi Gümüş Madalya, 1927 İstanbul Sergisi Sarı Madalya, 1929 İstanbul Sergisi Sarı Madalya, 1930 İstanbul
Sergisi Sarı Madalya, 1931 İstanbul sergisi Sarı Madalya, 1962 Londra Sergisi Bronz Madalya, 1973 Viyana Sergisi Bronz Madalya."
Kazanılan madalya ve ödüllerin yanında Hereke Fabrikası' n da çalışan ve asıl bu ünlü dokumaları üretmede büyük katkısı olan insanlarda ödüllendirilmişlerdir. Bu kişilerden fabrika müdürü Martelli, fabrika öğretmeni Mıgırdiç Efendi, birinci ressam Tovmas efendi, birinci marangoz Andon Efendi dördüncü rütbeden Mecidi nişanı ile, fabrika hekimi Diran Efendi'ye binbaşılık rütbesi ve ayrıca fabrika müdürü Akif beye Fransız hükümeti tarafından Officer DeL'Insatructıon Publique, ressam Tovmas efendiye'de Officer d'Academie nişanları verildiği bilinmektedir.

Etiketler: , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]



<< Ana Sayfa