Cami Halısı ve Yün Halılar Hakkında Bilgi Bloğu

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Osmanlı İmparatorluğu'nda Dokuma Çeşitleri


Osmanlı İmparatorluğu'nun sanata verdiği önem değerli bir sanat dalı olan dokumacılıkta kendini çok iyi göstermiştir. Kalitesinin düşmemesi için sıkı bir kontrol altında tutulmuş olan dokuma sanatı büyük bir ilerleme göstermiş ve çeşitliliği çok artmışt ır. "Topkapı Sarayı'nda 1582 tarihli hediye defterinde bir sünnet düğününde hediye edilen kumaşların cinsleri yazılmıştır. Bunlarda Serengi İstanbul, Kutnii Bağdat, Dibayi Şam, Seraseri İstanbul, Çatmai İstanbul, Beneki İstanbul, Şahi beneki İstanbul, Benekli Bursa, Çatmai Bursa, Kemhayi Bursa, Kemhayi Hasanpaşa, Kemhayi Şam, atlas, sakız, Beneki Amasya, Kutnii Şam, Serengi Bursa, Mukaddemi Şam, Mukaddemi Derviş Paşa, Mukaddemi Hasan Paşa, Kutnii Bursa adları okunmaktadır. Bundan Osmanlı İmparatorluğu'nun birçok merkezlerinde çeşitli kuma şlar dokunduğu anla şılmaktadır."
Osmanlı İmparatorluğu'nda pek çok dokuma dokundukları yerlere ve dokuyan kişilerin isimleriyle adlandırılmışlardır. Osmanlı dokuma çeşitlerini kısaca şöyle sıralayabiliriz;
Seraser; çözgüsü ipek atkısından, altın alaşımlı gümüş tel ya da doğrudan doğruya gümüş tel kullanılarak dokunmuştur. Osmanlıların en çok beğenilmiş ve tanınmış kumaşı olan seraser' in beş cinsi bilinmektedir. Seraser ile kemha arasındaki fark, seraserin telle kemhanın ise klaptanla dokunması ve desenlerinin çok farklı olmasıdır. Seraserin adı baştanbaşa anlamına gelmektedir.
Kemha; kaynaklarda çatma kadife ile beraber çok sık adı geçen ve özellikle kaftan yapımında kullanılan bir kumaş türüdür. Çözgüsü ve atkısı ipek, üst sıra atkısı ayrıca alaşımlı gümüş veya doğrudan doğruya gümüş klaptanla dokunmuş ipekli kuma şt ır. Türk kemhası yüksek tekniği ve kendine has desenleriyle dünyada tanınmış ve yabancı ülkelere ihraç edilmiştir. Kemhaların desenleri tamamıyla, Osmanlı saray sanatı doğrultusunda gelişmiş ve hiçbir etki altında kalmamıştır, buna rağmen çok çeşitlilik göstermiştir. " 15. yy. sonu ve 16. yy.'ın başlarında çeşitli adlar altında sekiz cins kemhanın ülkemizde dokunduğu tespit edilmiştir. Yek renk kemha, peşri kemha, müzehhep kemha, dolabi kemha, tabi kemha, güvez bursa kemhası, kırmızı Amasya kemhası."

Etiketler: , ,

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Osmanlı'da Cami Halısı Dokuma Üretim Yöntemleri


İ.Ö. 6000'lere dayanan dokuma tezgâhlarının geçmişi çok eskidir ve bu ilk tezgâhlar yere çakılı iki çatal sopanın üstüne yerleştirilen yatay bir sopadan oluşmaktaydı. Dokuma işleminin temel ilkeleri aynı kalmakla beraber dokuma tezgâhları ilk ve ortaçağlarda Asya ve Avrupa'da sürekli değişime uğrayıp gelişme gösterdi. En önemli değişikliklerden biri çözgü ipliklerinden bir bölümünden oluşan gücü tülbentini yükseltmeye yarayan hareketli gücü çubuklarının kullanılmaya başlaması olmu ştur.
Asya'da geliştirilen ve ipek dokumada kullanılan bir tezgâhı da Çin tezgâhı denilen çekmeli tezgâhtır. Daha sonraları 17. yy.'da İtalya ve Fransa'da geliştirilen tekniklerle çekmeli tezgâhı da çekme işleminin mekanikleştirilmesi suretiyle büyük değişikliğe uğramışt ır. 1733'de Uçan Mekikle dokuma tezgâhının otomatikleştirilmesi konusundaki büyük bir adım atılmıştır. Modern tezgâhlar düz kumaş üreten düz tezgâhlar ve boru biçiminde kumaş üreten yuvarlak tezgâhlar şeklinde iki sınıfa ayrılabilir.
Dokuma tarihindeki en önemli gelişmelerden biri, tezgâhın bulunmasından sonra tekrarlanabilecek özgür desenler yaratma yönteminin geliştirilmesidir. El- çekmeli tezgâhın bulunmasındaki en önemli nedenlerden biri estetik kaygılardır; ikinci nedense desenli pahalı kumaşlara geniş pazarlar açan gelişmiş bir uygarlığın bulunmasıdır. El-çekmeli tezgâhlar da desenin gerektirdiği düzenli olmayan atkılar sırasında, istenen çözgü tellerini kaldırma olanağı sağlamıştır.

Etiketler: , , ,

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Osmanlıda Üretilen Halı Malzemeleri:Pamuk Halı


Pamuk lifleri için yetiştirilen değerli bir tarım bitkisidir. Dokuma sanayisinin en önemli hammaddelerinden biri olan pamuk lifleri, kolayca eğrilebilen doğal bir büküme sahip olması, dokunmadan önce özel bir işlem gerektirmemesi, yıkanmaya karşı dayanıklılığı yönünden daha sağlam olması gibi üstün niteliklerinden ötürü gerek kumaş, gerek diğer dokumaların üretiminde yaygın olarak kullanılmıştır.
Kutnu'nun anlamı, pamuklu kumaş anlamına gelmektedir. Zamanla enine ipekten parlak, pamuktan mat çizgiler meydana getiren kumaşa Osmanlı İmparatorluğunda bu isim verilmiştir. Pamuk, 16. yüzyıl saray dokumalarında ipekten sonra çok kullanılan bir materyal olmuştur.

Etiketler: , , ,

25 Ağustos 2011 Perşembe

Osmanlıda Dokuma Malzemeleri: Yün


Eskiçağlardan beri insanların soğuktan korunmak için yararlandıkları yün, günümüzde de giysi yapımında ve dokumacılıkta yaygın olarak kullanılmaktadır. Yünler eğirme ve dokuma için ayrıca sınıflandırılır. Yün ne denli inceyse, o ölçüde nitelikli olmaktadır. Düşük nitelikli yünlerden taranmamış yün ipliği, ince yünlerden ise taranmış yün ipliği ya da kamgarn elde edilir.
Yün ipliği renkli kumaş için kullanılacaksa, genellikle örme ya da dokuma aşamasına gelmeden boyanmaktaydı. Yünlü dokuma tezgâhları pamuklu dokuma tezgâhlarından daha büyük olmuştur.
Yün hallaç makinelerinin döner tokmaklarıyla dövülüp açılır, sonra liflerin arasına gömülmüş kum, yağ ve kir parçacıklarını temizlemek için sabunlu sıcak suyla yıkanmıştır.
Yünlüler genellikle gösterişli yönetime karşı çıkan yüksek ulema giysilerinin hazırlanmasında kullanılmışt ır; ancak, ince ipek brokarlar kadar pahalı olabilen ince yün dokumalar soğuk kış günlerinde sarayın da gözdesi olmuştur. 16. yüzyılda İtalya'dan ithal edilen ve Galatalı mefruşatçılar tarafından satılan lüks yünlülerin gerçekte alıcısı ulemadan çok saray olmuştur. Şarabı boyalı bu kumaşlar içine İspanyol merinosu katılmak suretiyle hemen hemen Avrupa'nın her yerinde dokunmuştur. 17. yüzyılın sonlarından itibaren İstanbul pazarına İngiliz ve Fransız imalatçılar hâkim olmuştur. Bazı yünlüler de Osmanlı topraklarında dokunmuştur. İspanyol göçmeni büyük Yahudi nüfusu olan Trakya ve özellikle Selanik yünlü kumaşları ile ün salmış ve yeniçerilerin üniformaları bunlardan yapılmıştır. III. Selim'in Batılılaşma reformlarından sonra tüm Osmanlı Ordusuna Avrupa tipi üniformalar giydirildiğinde bu ihtiyaç seri üretime geçen Trakya ve Bulgaristan'daki Yahudi imalatçılar tarafından karşılanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun yünlüler konusunda Batıya bağımlılığının tersine mohair sanayi iyi bir gelişme göstermiştir.

Etiketler: , , ,

23 Ağustos 2011 Salı

Osmanlı Dokumalarında Kullanılan Malzemeler: İpek


Osmanlı dokumaları'nda en çok kullanılan malzemelerin başında ipek gelmiştir. "İpek kelimesi Kıpçak Türkçesinde "yipek"den gelmektedir. Eski Osmanlı deyimi olarak "ak kumaş" ipek kuma ş anlamına gelir.
İpek denince akla göz alıcı, kaygan, çok değerli kumaşlar gelmektedir. Bu kumaşların bir bölümü dut ipek böceğinin ördüğü kozalardan çekilen ipliklerle dokunmuştur. İpeğin çağlar boyu bu kadar önemli oluşunun nedeni hafif oluşundan dolayı kolay taşınabilir ve ticaret ürünü olarak kar getirmesinden kaynaklanmaktadır.
Türk ipekçiliği pek çok dönemlerden geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu kurulduktan sonra doğu ülkelerinde ham ipek alarak dokumacılığa başlamış; ilk dokuduklarını kendileri kullanmak zorunda kalmışlardır. Türk ipekçiliğinin geçirdiği çeşitli dönemler.
          Osmanlı İmparatorluğu kurulduktan sonra doğu ülkelerinden ham ipek alarak dokumacılığa başlamış, ilk dokuduklarını kendisi kullanmak zorunda kalmış zamanla doğu ülkelerinden gelen ipek miktarını arttırmaya çalışırken öte yandan dokuduğu kumaşların fazlasını yabancı ülkelere satmayı sürdürmüştür.
          İpekli dokumacılık işleri 18. yüzyılın başına kadar sürmüş, bundan sonra, ham ipeğin doğu ülkelerinden gelmemesi yüzünden yavaş yavaş dokumacılık işleri bırakılmış, öte yandan Anadolu'da ipekli dokuma yerine kozacılık yapılması uygun görülmüştür.
          Anadolu'da yetiştirilen kozalardan yerli dokumacılar yararlanamamış, bu sırada Avrupa'da gelişen dokumacıkla Türk kozalarına fazlaca rağbet etmiştir. Bundan dolayı, Türkiye bir zamanlar dokumacı ülke olarak sayılırken, XIX. yüzyıldan sonra yalnız ipek üreten bir ülke olarak kalmıştır.
İpek eğirmede kozadan çözülen ipek liflerinin üstü tutkal gibi bir maddeyle kaplıdır. Bu tutkalımsı maddeyi gidererek lifleri yumuşatmak için önce kaynatmak gerekmektedir. Yıkanan ipek kurutulduktan sonra açılıp, taraklanıp temizlenmektedir. Taraklama sırasında lifler boylarına göre ayrılmaktadır. Lifler ne kadar uzunsa eğrilen ipliğin niteliği de o kadar iyi olmaktadır. Bir koza 900m. uzunluğun da kesiksiz tek bir iplik verebilmektedir. Genellikle daha sağlam iplikler elde etmek için, birkaç değişik kozanın iplikleri birlikte çekilip bükülmektedir.
Filament sayısı veya büküm biçimine göre çeşitli ipek iplikler bulunmaktadır. İbrişim, Krep, Organze gibi Osmanlı devri altın ipekli saray kumaşlarında ipek iplikle beraber gümüş ve altın veya alaşımlı gümüş tel kullanılarak desen yapılmıştır. Dokumalarda bu kadar kıymetli madeni tel kullanımı Osmanlı saray kumaşlarının özelliğidir. Gümüş ve altın tel dokumada klaptan, tel ve sim şeklinde kullanılmıştır.

Etiketler: , , , ,

21 Ağustos 2011 Pazar

Osmanlı' da Dokuma Yöntemleri


Gelişmesi sürekli olarak devlet kontrolünde tutulan kumaş dokuma sanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik, siyasi ve ticari hayatında önemli rol oynamış, devlet hazinesine büyük gelir sağlamış bir saray süsleme sanatıdır. İlk başlarda dokumacılığın merkezi Bursa iken, 16. yy.'dan sonra İstanbul'da dokumacılık konusunda gelişme göstermiş, 17. ve 18. yy.' lar da bazı konularda Bursa'dan da öne geçmiştir.
Dokumacılık kumaş cinslerine göre hireflerine ayrılarak gelişme göstermiş, kumaşlardaki malzeme ve teknik özelliklere göre ayrı desenler, renkler ve süslemeler kullanılmış, desen ve motifler birbirine karıştırılmadan yeni sentezler oluşturulmuştur. Türk kumaşlarının en yüksek dönemi siyasi yükselmeye de paralel olarak 16. ve 17. yy.' lar dır. Bu dönemin en önemli ipek kumaş cinsleri Kemha ve Çatmalardır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda dokumacılık sanatının yeri ve önemi diğer sanat kollarından daha büyüktür. Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük sultanlarının kaftanları, hiçbir ülkede rastlanmayan zamanla altın tellerde kullanılmak suretiyle oldukça zengin bir görünüm arz eden kumaşlardan yapılmaktaydı. Bu sebeplerden dünya çapında haklı bir üne sahipti. Ayrıca süsleme özeliklerinin yanı sıra kalite yönünden de oldukça ileri düzeyde, sağlam, dirençli iyi dokumalar yapılmaktaydı. Bu yönüyle de Osmanlı Dokumaları haklı bir üne sahipti.
Osmanlı dokumalarının ticari amaçla veya hediye edilmek amacıyla dünyanın dört bir yanına dağılmasının olumlu etkilerinin yanında olumsuz etkileri de olmuştur. En büyük olumsuzluk ise bugün kaynak sorunu yaratmasıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nda 16. yy.' da 650 tür ve cinste kuma ş dokunmakta iken bugün birçoğunun adı dahi bilinmemektedir. Bunun en büyük sebebi de bugün kaynak oluşturan kumaş ve belgelerin dünyanın dört bir yanına dağılmış olmasıdır.

Etiketler: , , ,

19 Ağustos 2011 Cuma

Dünya'da Dokumanın Tarihi


Dokumacılığın geçmişi tarih öncesi çağlara dayanmaktadır, insanlığın var oluşundan itibaren de içgüdüsel olarak doğal şartlardan korunmak amacıyla örtünme gereksinimi duymuştur. İlk çağ insanlarının örtünme ihtiyacını öncelikle hayvan postlarından karşıladıkları bilinmektedir. Daha sonraları ot, saz, dal gibi bitkisel maddeler kullanılarak hasır örgü gibi tekstil yüzeyleri oluşturulmu ştur. Günümüze keçeleştirme, dokuma ve örme gibi üç temel yöntemle oluşturulan kumaşların ilk defa nerede, nasıl ve ne zaman gerçekleştirildiği kesin olarak bilinmemektedir.
Ancak tik dokuma türleri, kamış, saz ya da benzeri esnek malzemelerden örülen sepetler ve tek bir lifin kendi üstüne ilmeklenmesiyle elde edilen ağlar olduğundan İ.Ö. 6000'lerde Anadolu kültürlerinin geliştirdiği ilk dokuma örnekleri de, bu topluluklarda dokumacılığın sepet örgücülüğüyle yakından bağlantılı olduğunu göstermektedir. Arkeolojik buluntuların mevcut olması, iki iplik sistemiyle tekstil yüzeyi oluşturma metodu olan dokumacılığın günümüzden en az 800 yıl kadar önceleri de bilindiğini ortaya koymaktadır. Bu ilkel dokuma tekniğinden yola çıkılırsa ilk dokuma tezgâhının yapımı M.Ö. 4000 yıllarına rastladığı düşünülmektedir. Dokumacılığın bu dönemde başlangıcı tam bilinmemekle birlikte, doğudan insan gücüyle çalıştırılan ve dokuma düzlemine sahip tezgâhlar kullanılmakta olduğu bilinmektedir. Avrupa'da M.S. 3. yy.'a kadar bilinmeyen ağızlık açma mekanizmaları Çin'de çok gelişme göstermiş olduğu bilinmektedir. Doğunun dokumacılıktaki üstünlüğü binlerce yıl devam etmiş, fakat bu esnada dokuma tezgâhlarında sistem açısından büyük bir gelişmeye rastlanmamıştır. Dokuma işlemi, iplik eğirmenin bulunmasından önce ve sepet örgüsüne dayalı olarak uygulandığı düşünülmektedir. Eski Mısır'da dokuma malzemesi olarak pamuk, ipek, yün ve keten lifleri kullanılmıştır. İ.Ö. 3000'lerde Hindistan'da pamuk liflerinden yararlanılmış, aynı dönemde Çin'de ise ipek üretilmiştir.
İpliklerin ve kumaşların boyanması ve basma teknikleri de eski dönemlere dayanmaktadır. İ.Ö. 2. yy. 'da Roma'da boyanmış kuma ş örnekleri, Tang hanedanı döneminde Çin'de bağlamalı boyama yöntemiyle bezenmiş ipekler ve 4. yy.' da Hindistan'da dokunmuş basma örnekleri bulunmuştur. Mısır'da ele geçirilen 4. yy.' a ait yün ve keten duvar halıları da o dönemlerde dokuma araçlarının oldukça geliştiğini göstermektedir. En eski İran dokumaları arasında da son derece görkemli halılara ve duvar halılarına rastlanmaktadır.
Ortaçağın başlarında bazı Türk boyları keçe, halı, kumaş, havlu ve kilim yapımında ustalaştıkları bilinmektedir. 16. ve 18. yy. 'lar arasında Hint-Türk İmparatorluğu'nda ve Bengal deki Dacca 'da baskılı ya da boyanmış güzel muslinler üretilmiş olduğu bilinmektedir.
Fransa'da ipekli dokumacılık 1480'de başlamış, 1520'de Kral I. François, İtalyan ve Flaman dokumacıları Fontainebleau 'ya çağırarak burada duvar halısı dokuma atölyeleri kurdurmu ştur. Bir süre sonra başta Lyon olmak üzere Fransa'nın birçok kenti Avrupa ipekli dokuma üretiminin merkezi durumuna gelmiştir. 17.
yy.'da ise Rouen, kentinin ünlü çömleklerinden esinlenmiş dokumalarıyla tanınmıştır. Fransız dokumacığı üslup ve teknik açısından XVI. Louis'in hükümdarlığı döneminde büyük bir atılım yapmıştır. Fransız Derimi bu gelişimi 1790'larda bir süre kesintiye uğratmış olsa da, dokuma sanayisi 18. yy. 'ın başlarından başlayarak tüm ülkede yeniden canlanmış ve bu dönemde Flandre ve Artois, çok kaliteli dokumalarıyla ün kazanmışt ır.
İngiliz dokumacılığı 13. ve 14. yy. 'da temel olarak keten ve yün kumaşlar ın üretimine yönelik olmuştur. 1564'te Kraliçe Elizabeth, Flaman ve Flemenk dokumacıları Nonvich' e çağırarak, damasko ve ipekli dokuma atölyelerinin kurulmasına öncülük etmiştir. 1685'teki Nantes Fermanı nedeniyle ülkelerinden kaçmak zorunda kalan Fransız Protestanlarının İngiltere'ye sığınarak Norwich, Brantree ve Londra'ya yerleşmeleri İngiliz dokumacılığına yeni bir hız kazandırmışt ır. Bu mültecilerden 3.500'ünün yerle ştiği Spitalfieids, ipekli damaskoları ve brokarlarıyla ünlenmiştir.
Dokuma tekniklerinin hızla gelişmesine karşın dokuma sanayisi 18. yy. 'a değin küçük aile işletmelerine dayalı olmaktan kurtulamamıştır. Aslında, ortak işletmelerin kurulmasının sağlayacağı yararlar daha öncelerden anlaşılmıştır. Buna yönelik olarak örneğin 1568'de Zürich'te, 1717'de İngiltere'deki Derby 'de çeşitli işçi aileleri birleşerek 1733'te John Kay, dokuma işlemini hızlandıran uçan mekiği geliştirmiştir. Bu gelişme, üretim hızı artan tezgâhlara gerekli olan ipliği sağlayabilmek için iplik eğirme işleminin hızlanmasına yönelik yeni makinelerin geliştirilmesine yol açmıştır. 1769'da Sir Richard Arkwright 'ın, 1779'da Samuel Crampton 'ın yaptığı iplik eğirme makineleri, bu kez yün tarama ve taraklama işlemlerinin makineleştirilmesine yönelik etkide bulunmuştur. 19. yy.'ın başlarında ilk mekanik dokuma tezgâhtan gerçekleştirildi. Su gücünün yerini buhar gücünün almasıyla, motorla çalışan makinelerin hızı artmış ve başta İngiltere olmak üzere, Avrupa ve ABD.'de bütünüyle fabrika sistemine geçilmiştir.

Etiketler: , , , ,

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Türklerde Dokumanın Tarihi


Türk dokumaları, konusu, teknikleri, malzemeleri ve desen zenginlikleri açısından dünya kumaşçılığında önemli bir yer tutmaktadır. Türklerde dokumacılığın tarihi Orta Asya çadır uygarlığına kadar varmakta; bugün Selçuklular, Anadolu Selçuklular ile Osmanlı İmparatorluğu döneminde de en yüksek düzeye ulaşmaktadır.
Türklerde dokumacılık hayvancılığa bağlı olarak gelişmiş olan en eski sanat dallarından biri olmuştur. "Anadolu'da çok uzun bir geçmişi olan dokuma sanatı Türklerin Anadolu'ya edinmesinden sonra gelişmesini hızla sürdürür ve özellik kazanır. Bu özellik dokuma sanatının geniş ölçüde bir saray sanatı olarak değerlendirilmiş olmasında toplanır. Kumaşların ipek, altın ve gümüş teller gibi değerli malzemelerle dokunmuş olması, bunlara ayrıca maddi bir değer katmıştır. Ayrıca her devrin üslubunu aksettiren motifler ve renklerle süslemiş olması da zengin çeşitlenmesinde gelişmenin sürekliliğini sağlamıştır. Bu yüzden de kumaş dokumacılığı dokunduğu devrin tarihini yansıtan bir değer olmuştur. "
Anadolu Selçukluları döneminden günümüze ulaşabilen kumaş sayısı çok azdır; ancak döneminin kumaş dokuması özelliklerini verebilecek niteliktedir. Ayrıca bu dönem kumaşlarından bahseden pek çok tarihi kaynak bulunmaktadır. " Selçuklu kumaş sanatına ışık tutan bir diğer kaynak da gezginlerin notlarıdır. 13.yy. 'da Çin 'den dönerken Anadolu 'da geçen Marco Polo Selçuklu kumaşlarını över. Marco Polo Selçuklu dokumalarından söz ederken çoğunlukla kırmızı ipekli kumaş ve altın tellerin kullanımından bahseder ve bu güzel kumaşların Bizans kumaşlarıyla aynı güzellikte olduğunu söyler "
"Dokumanın her gün kullanılan ve bu yüzden de çabuk yıpranan bir ürün olmasıyla ortadan kalkması kolay olduğundan, Selçuklu devri kumaşları hakkında bilgilerimiz, tarih kaynakların yanı sıra, bu devirden kalan çini, seramik, minyatür gibi diğer sanat kollarında görülen insan figürlerinin giysilerindeki zengin kumaş desenleri ile güçlenir. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğunun bütün dönemlerinde dokunan "diba" kumaşının, Selçuklu Sultanının Osman Bey 'e gönderdiği hediyeler arasında olan kumaşlarda (Diba-i Rum) adına da kaynaklarda rastlanması önemlidir. Osmanlı dönemi kumaş sanatı kuşkusuz Selçuklu devrinden kaynaklanmıştır. Arşiv kayıtlarından Selçukluların çok iyi örgütlenmiş bir dokuma loncası sistemi olduğu ve ticaret yollarına çok önem verdiği anlaşılmaktadır. îpek yolunun ulaştığı Anadolu 'da bir çok kervansaray inşa etmeleri bunun bir delilidir. Kumaşlar için gerekli olan ipek, İran'da Astaraban'dan kervanlarla taşınarak Sultaniye 'den geçer Erzurum, Erzincan, Kars, Konya 'ya getirilirdi" 
14.yy. dokumaları hakkında bilgilerin kısıtlı olmasıyla beraber bu döneme ait kaynaklarda Selçuklu devletinin parçalanmasıyla ortaya çıkan Beyliklerde ipekli kumaş dokunup ihraç edildiği belirtilmektedir. Bu kaynaklarda ayrıca Akşehir, Balıkesir, Bilecik, Diyarbakır ve Siirt'in beylikler dönemi dokuma merkezleri oldukları söylenmektedir. " 14.yy. başlarında Anadolu 'da dolaşan Arap gezgini îbn Batuta, Ladik 'te bordürleri altın tellerle dokunmuş çok kaliteli pamuklu kumaşların dokunduğu yazar. Al Umari ise 14.yy. başlarında Sinop'un güneyinde altınla dokunmuş ipek kumaşların üretimi ve ticareti hakkında bilgi vererek, bunların Hristiyan memleketlere ihraç edildiğini bildirir. "
Selçuklu devletinin dağılmasının ardından olu şan beyliklerden biri olan Osmanlı Beyliği kısa zamanda bir gelişme göstererek diğer beyliklerde idaresi altına alıp Osmanlı Devlerini kurmu ştur. Başkentleri Bursa olmuştur ve bunun yanı sıra sanatın ve ticaretinde merkezi olmuştur. Kumaş sanatı da bu devlet için siyasi, iktisadi, sosyal ve ticari hayatında büyük gelir ve karlar sağladığı bir sanat dalı olmuştur. "Altın ve gümüş tellerle dokunmuş olan ipek kumaşlar, o dönemin saray yaşamında önemli bir yer tutar. Kumaşlar yalnızca ihtiyaç için değil, ülkenin yaşadığı refah düzeyini maneviyatını yansıtan önemli bir simge olmuştur. İmparatorluk ipek ve ipekli mamülden defalarca aldığı vergilerle hazineye büyük bir gelir sağlamıştır. Altın ve gümüş telin dokunması ve devlete büyük kar getirmesinden dolayı kumaş dokumacılığı devlet kontrolü altında tutulmuştur. Bu dalda kalite düşmesini önlemek için sık sık fermanlar çıkarılmıştır. "
"Devlet bu işlerin kontrolünü kendi memurları olan Muhtesip 'ler aracılığı ile yapardı. Ayrıca dokunan kumaş cinsine göre ad almış olan dokumacı loncaları vardır. Kemhacı, kadifeci gibi. Bunların örgütleri de kadı tarafından onaylanırdı. Bu örgütler de kendi dokumalarını kontrol ederek devlete yardımcı olurlardı. Kumaşlarda kullanılan altın ve gümüş tellerin israf edilmelerini önlemek için, seraser ve zerbaft gibi kıymetli kumaşların, saraya bağlı atölyelerde dokunmasına izin verilmemişti. Devlet hesabına kumaş dokuyan atölyenin, yani Karhane-i Amire veya Hassa'nın Çarşıkapı civarında olduğu, Topkapı Sarayı arşivindeki H. 1223 tarihli dokuma atölyesi planı hakkında bir fikir verilmesi bakımından değerlidir. " 
16.                      yy.'da         Bursa daha çok kadife ve çatma kumaşların üretildiği şehir olarak ün yapmışt ır, ayrıca 1857'de Bursa'da kaza üretimine başlamışt ır. Aynı dönemde İstanbul'da ipek ve altın, gümüş telli seraser ve kemha kumaşları ile ün kazanmıştır.
17.                     yy.'a           gelindiğinde, 16.yy.'da ki kumaş çeşit ve desenler daha da zenginleşmiştir. "Topkapı Sarayı'ndaki arşiv belgelerinden özellikle Ehl-i Hiref ve Narh defterlerinde bu yüzyılın kumaş dokumacılığı hakkında bilgiler vardır. Yeni kuma ş türlerinin ve desenlerinin ortaya çıktığı belirlenir. Listelerde Bursa'nın taftası, Menemen'in kadifesine rastlanır. 17.yy. sonlarına doğru düz ve sade kumaşların kullanılmaya başladığı anlaşılmaktadır. Atlas, çuha, sof gibi düz kumaşlar kullanılmıştır. Dikey dalgalı dal üzerindeki kompozisyonlarda 17.yy. kumaşlarında devam etmiştir.
18.   yy. Osmanlıda kumaş sanatı adına geçen yy.'lara oranla gerilemeye başladığı bir dönemdir. Lale devrini başlatmış olan Sultan III. Ahmed, gümü ş sırmalı kumaşların yapımını verdiği bir fermanla bu dönemde yasaklamıştır. Dönemin minyatürlerinde de kaftanlar desensiz görülmektedir. Yalnızca Saray için üretilen dokumalarda gümüş teller kullanılmıştır. Türk rokokosu denilen bir süsleme üslubu bu dönemde olu şup natüralist çiçek desenleri renk hareleriyle boyut kazanmıştır. Avrupalı etkiler olarak çelenkler ve fiyonklu çiçek demetler yine bu dönemde kuma şlarında görülmektedir. Ayrıca bu dönemde Selimiye adı altında çözgüsü ve atkısı ipek olan küçük çiçekli yollu kumaş ve serpme çiçekli yine ipek olan sevayi kuma ş ortaya çıkmışt ır.
19. yy. da kumaş sanatı Üsküdar çatmaları ve Selimiye kumaşları ile kısa bir dönem devam etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu son yüzyılında Sultan Abdülmecid zamanında Hereke'de kurulan ipekli kumaş fabrikasıyla yeni bir canlılık kazanır. Bu fabrikanın dokunduğu dokumalardaki dönemin genel havasına uygun olarak batı etkili olarak gelişmiştir. "Türk kumaş sanatı her devrin üslubunu yansıtan zengin desenleri ve çeşitli teknikleri ile Türk el sanatları içinde önemli bir yer alır. Ticari ve hediyelik bir ürün olarak devletin siyasi ve sosyal hayatında etkili olmasıyla da belgesel bir değer içerir. "

Etiketler: , ,

14 Ağustos 2011 Pazar

DOKUMANIN TARİHÇESİ


Dokumanın başlangıç noktası olarak insanların temel ihtiyaçlarından olan korunma, barınma ve giyinme gereksinimlerini görebiliriz. "İnsanoğlu olu şturduğu kültür varlığını, kuşku duyan, soru soran beyinler, ilerici düşünceler sayesinde oluşturmuştur. Doğal yapısı gereği kendine emin ve sağlıklı mekânlar, üzerini örtecek gerekli giysiler üretme yanında, dünyanın yapısında bulunan düzen ve estetik olgularını kendi oluşturduğu yapay çevrede de kullanmaya başlamıştır. Bunun önemli kısmını da girdiği yere hayat, derinlik veren tekstil ürünlerini kullanarak gerçekle ştirmiştir."
Doğal olarak elde ettiği malzemeyi geliştiren insanoğlu dokuma ve dokuma çeşitlerini kendi güçleri altında çeşitlendirmişler, bunları ihtiyaçları ve ananeleri doğrultusunda kullanmışlardır.
"Günümüzde işlevi amaçlanarak üretilmiş tekstil ürünlerinin, estetik ile olan bağları, o toplumun kültür geçmişini ve sanatla, teknolojiyi nasıl kullandığını, geliştirdiğini göstermektedir. Geçmişte geleneksel sanatlar içinde yer alan tekstil ürünleri ve bunların ulaştığı estetik değerler, günümüzde güzel sanatlar eğitimi görmüş kişilerin, yeni ürünlere katacakları değerlerle devam etmektedir

Etiketler: , , ,